28 Ağustos 2010 Cumartesi

Suriye-Hama



Tuğba, Cedric ve ben Hama’dayız. Şehirden yüksekçe bir tepede, parkta geziniyoruz. Tam da iftar vakti.    Bir sürü aile piknik masalarına oturmuş yemek yiyiyor. Tuğba; ‘ Keşke biri bizi yemeğe davet etse’ diyor guruldayan midelerimizi düşünüp ve davet ediliyoruz. Yemekte tavuk var. Tavukları, çatal bıçak kadar kullanışlı elleriyle, samimiyetle koparıp koparıp koyuyorlar önümüze. İçecekler biter bitmez tekrar dolduruyorlar telaşla. Tavuğu mıncıklamışlar, ekmekleri yere koyup satmışlar, yere balgam atmışlar… Evet, bunları görüyoruz ama olan bitene, kıllarını umursamayan Fransızların koltukaltına bakar gibi bakıyoruz, garipseyemiyoruz, umursayamıyoruz bizim hijyen anlayışımızdan farklı oluşlarını bir kültürün parçası olarak algılıyoruz.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder